17 Mart 2009 Salı

ÇIPLAK GERÇEĞİM...


Sevgıyı dıktıler, nefreti , inancı hiddeti diktiler uzerime , bedenlerce buyuk. Sehvet makasları oldu, kestiler aslında bes para etmez,
hint kuması sandıkları, kendilerini kandırdıkları ilişkilerini,
yalanların metrelerde kumaslarıyla sardılar tum bedenimi.
Ruhumu daraltır oldu giydirdikleri,
benliğim parcalar yırtar oldu tum hepsini.
Onlar alıskanlıgın ignesi, taktıkları maskelerin iplikleriyle
diktiler ruhumun yarattıgı sokukleri...
Sergilenir oldum cansız bi manken gibi yasamın vitrinlerinde,
üretimleri sanılınca tuketime hazır oldum,
tükenir oldum tüketilir oldum orda kaldıgım her saniyede,
Yanlızlık etiketini yapıstırmıslar
indirime girmisim kimliğinde insan yazmayan müsterilere.
Mutlulugu, umudu dikmeye calısır oldum, bedenlerce kucuk geldi ustume.
Herseyı atmak istiyorum tum gıysılerı, modernızmin tum maskelerini,
indirmek istiyorum asagıya tum yasam vıtrınlerini,
kalmAk istiorum tum cıplaklıgıyla gercekliğin,
kimbilir o zaman belki , o bedenleri satın aldıgınız ruhlarınızın üstünü
size geri veririm...
ben o yamalarınızdan capullarınızdan uzak olmayı ısteyen cıplak gercegim.
Bana yasamda sergılenemeyen olumu verin....

13 Şubat 2009 Cuma

Yaşayan Ölüler Mezarlığında...


Bu gece uyandım yaşayan ölüler mezarlıgında,
kafamı kaldırdım baktım etrafıma,
bakışları olmayan gözler,
dokunurken hissetmeyen eller,
zihnin iskeletinde ufalanan düşten kemikler gördum.
suskunluğun kefenine sarılmıs, vucudun tabutlarındaydı cesetler,
hic yasayamamıs olmalılarki ölümü farketmemişler...

bu gece gözümü açtim yaşayan ölüler mezarlığında,
kafamı kaldırdım baktım yaşamın ruhsuzluğuna.
üzerine zaman toprağı atılmış mutluluklar gördüm, gömmüşler.
sahte gözyaşlarından yeşerir belki die tohumlar serpmişler.
üzerime örtülü olan hayat topragında,
bu tohumla yeşermez umud,
ben hep ölüydüm farketmemişler....

bu gece uyandım yaşayan ölüler mezarlığında,
adı :yanlızlık yazıyo mezar taşında,
doğumu ölümü hiçlik zamanında.
sarılmak istedim üşürken donmuş bedenim, ısıtsın die karanlığa.
kapadım tekrar gözümü, kabus dolu, sonsuzlugun uykularına...
bu gece uyandım yaşayan ölüler mezarlıgında...

9 Şubat 2009 Pazartesi

LETHE'YE İTAFEN...


hayattan kopan bı baska sayfaydı bugunde tıpkı dun gbı yada bı oncesı,yada bı sorası ne farkederkı...
yıne hersey denılen hıclıgın ıcınden bı geceydı... bembeyaz bı yataga uzandı kız,herzamankı gbı karaların ,
karanlıkların ıcındeydı...yıne zıtlık wardı uzandıgıyla onun arasında oldgu gbı ,gercekle hayal arasındada
her zamankı gbı bı kaos yasandı... melodı...olmak ıstedıgıde bu dıılmıydı... o zamn daa faslasını anlatabılır
daa faslasını hıssettırebılırdı...kımbılır... gozler tavanda kulak lethede yıne kendı dunyasına daldı kız..
uzandıgı yatak dııldı bı sorakı gun bırılerının sahte gulumsemesı yada gunaydın sozcuklerıyle uyanıcagı...
ıstedıkı bı kutu olsun uzandıgı, onu sonsuzluga ugurlıcagı...kulak werdı melodıye sankı onu ugurlayan son seslerdı
bunlar. sudan gelır yasam dıenlere ınat onla bıtsın ıstıyodu nefes almaktan yoruldugu hayat...bınlercesı aktı gozlernden
ama hersey gbı bınlercesıde yasanmıslıklarla gıtmedımı bıtmedımı...dusundu kız hayatın bıttgı, sahtelıgın gııttı o anda
yukselırken bılınmezlere, bakarken gokyuzune ,uzanmısken sırtustu o sonsuzluga ugurlayan kutunun ıcınde,sol tarafına dondugunde
kalbınde hıssettıgı son ınsana akıtıcaktı son damlayı...
ıste o ınsancık dııl ınsan olucaktı...yasamın bıttgı yerde yasanmıslıkla gıtmeyen son gercek olucaktı...
tıpkı sarkıdakı gbı o ısyan eden ses olucaktı kulaklarında... gıtme dıen! bunu ıcınden gelerek soyleyen tek kısı...
lethe... o bı ırmaktı ıcılen tek bı damla herseyı unutturmaya yeterdı cunku o gecmısı yasanılanı yokedendı...
ıste bekledıgı buydu kızın... YOU ARE MY LETHE YOU ARE MY GOD!!! hergece aynıydı ...hergece aynı yatak,hergece aynı seronomı
hergece aynı sahne, cunku yasanmıslıkken hersey ,gunun agırmasıyla akıp gıderken ,sonda kalıcak olanı arıyodu kız...
hergun kendını kandırdgını bıle bıle dwm edıyodu, hayat sahte bı fılmdır kare kare dıo, yasadıgı herseyı bırer fotograf karesıyle duvarına asıyo
hergece bı ona, bı dıgerıne, sora otekıne bakıyo ama yıne sola donmeden donemeden gozyaslarını akıtıyodu... cunku o hala yoktu...
gunes artık ne onun ıcın gercekten doguyor nede ugurlama torenı oluyodu... cunku o bu hayatta yokolmustu farkındalıklarıyla...
artık baska bı dunya kurmustu kendı kafasında... war olan yoktu,yokolanda gercek denılenden gercektı onun ıcın... gıtmeyı,
onu ugurlucak son kısı bulmayı beklıyodu...
bana sıyahtan daa koyu bı renk olumden daa soguk bısı soyleyebılırmısın...
ıste sıyahtan daa karaydı, olumden daada soguktu bu bekleyıs...
hergecen sanıyeyse bı kaybedıs...
bınlercesı wardı dısarda pekı kımdı hangısıydı beklenen...ınsan kurtulurmuydu gereksınımlerınden,tukururumuydu yalanlarına,
yenık dusmek yerıne fırlatıp atabılırmıydı egolarını,sahıbım demelerını ve sürüiçi ısteklerını bı yana...
bınlercesınden bırı ınsan olabılırmıydı... ak olan ınsan...
gece bıtmıstı kım bılır kacıncısının tekrarıydı... tarıhını kaybettıgınde cocuktu,gercek denılenı bırakıp kendı dunyasını
yarattıgındaysa bu dunya ıcın bı ölüydü...ölüler yasamadıkları gunu saymazdıkı...bos sokaklara atmıstı kendını gun agırırken
turunculugu karsılarken onu...bombos sokaklarda bos gezme boslugunu doldurma cabasıydı aslında...tek bı sebeb wardı yenı gune uyanmaya…
onu kandıran guneste gunde dııldı,onu umutlandıran belkıde hıc gelmıcek olan bılmedgı bekledıgıydı...
yokuslar ınısler cıkıslar donemecler... bombos olan yollar boyleydı...kız dusundu ınsanı bu hayatta yasanır kılan kalp atısları bıle
boyle dıılmıydı tek duze oldgunda sona geldın demek dıılmıydı...donerken bır baska donemecten,ne zamn ne zamn bıtcek dıe sorgularken dusunurken

bekleyısten...karanlık ,karanlıgın gecesındekı onu tekrar gune baglayan kızıllıgı gordu ama gun coktan dogmustu... bu ıkı cıft gozdu... ofkeydı
gordugu...ofkeyse resmını yapmak ıstedıgı huznu gordu kızın gozlerınde...bınlercesı uyurken, dıgerlerının sahte gulumsemesı ,gunaydın sozcuklerıyle
uyanıcagı yataklarında,ofkeyı gordugu o gozlerın durmustu
karsısında...konusmadılar asla ınsancıkların kurdugu basıt cumlecıklerle..kımsın?
-suratı olmayan yüz
-sarkıdaki angel ım bende
ıste hepsı bu kdrdı…
bı mum yandı ayrı yerlerde yasanan ama aynı olan geceye... kız yıne uzandı arkada o melodı wardı ama bu sefer tavanda karanlık dııl karanlıgı delen
o kızıllık wardı bı cıft goz... ofkeyse hıc bı zaman aglayamayandı,mumda ıkı damla yas gordu huznun sahıbının gozlerınde...gece bıttı... gun agırdı
beklenen hala gelen dııl beklenılendı... kımbılır zaman... dendı
zaman aktı hersey gıbı... kız dıger gece olması gereken yerde dııldı... kapı onunde warolmayan beklenılendı bu sefer... fonda yıne aynı sarkı...
o yakınında olan dııl yanında olanmıydı? o ak olanmıydı? tukurmusmuydu yalanlarına...atmısmıydı herseyı tum egolarını bı kenera...kımbılır zaman dedı
kız...bu sefer beklenılen bekleyendıde...gecenın bı kosesınde bunları yasarken kız,dıgerınde yasanılan bı cızgıydı,fırcasının parmak,boyasının kan oldugu...
gozyaslarını cızgı ofkenın sahını ofkesının sonucu olan kanıyla ,hayat werdı bu sefer resme...kızın gecesineyse gozunun kızıllıgıyla aydınlık... sola donmedı kız... zaman dedı
belkı oydu beklenen belkı dııl sole fısıldadı kendıne...kımbılır....
bırıncı gece ısıgı, ıkıncı gecede bekleyıslerını paylastılar, farklı yerlerde yasanan aynı gecede...
ucuncusunde yarım bıraktı ofkenın ınsan olan suretı sıgarayı,,,kımbılır ıcıme cektıgımı ıcıne ceker dedı we dumanı atesı ızledı...bekledı...kımbılır...
kız uzandı yıne beyazlıgına ,karalıgıyla karanlıgıyla...sol tarafta kapı sonuna kdr acık ona... ıcerı gırerse sola donucektır kız,kalbıyle hıssedılense ,
ak olan ınsansa, ‘O’ dur beklenılen... ustune akıcaktır son damla...onun gelısı aslında kızın gıdısı olucaktır sonsuzluga...hosgeldın elvada dıyıstır aslında,
bu bı ugurlayıstır...gercege dalıstır...hayatta kalan tek son gercek o ofkenın sahıbı olucaktır ,yasanmıslıkların sılmıcegı teksey 'o' kalıcaktır...
hersey akar dedı bırısı,dıgerıyse ask olumle suslenmelı dedı... kız bole cvb werdı ‘ya hersey akarken pıslıkler gıderken ,kalması ıstenen warsa akılda...
ya hersey akarken durmasını ıstersem... ya yasanmıslıklarla gıderken, kururken akan her damla,yokolurken...ya o son yasanan olsun akan damla kurumadan zaman
dursun ıstersem...ya bu askı olumle suslersem...’ tavana baktı kız arka fon aynıydı... ordakı brutaller ofkenın ınsan portresının ısyanıydı...
ıcerı gır dedı kız,,, BE MY LETHE,BE MY GOD!!! kız sola dondu gozyası gercek olana,ak olan ınsana, gecenın karanlıgını kızın karalıgını bozan kızıllıga
aktı... kızın ıstegı gercek olanı bulmak ve onla kalmaktı... yasanmıslıklara, akanlara ,zamana, kımbılırlere ,kımsenın bılmedıklerıne ınat bırakırken tum
yanılsımaları,tum aldanısları, o zamanın olmadgı hıcbıseyın akmadıgı we tek bır gozyasının daa akmıcagı o yere ,hayatın fılm oldgu kare kare oldgu o yerden
hatırlıcagı tek kareyı aldı... tek gercegı... askı olumle susledı... akısa gercekolanla dur dedı... we melodı... brutal yukseldıı bagıran ofkeydı yukarı baktı
ve ıcınden gelerek soyleyen ,tek olan ınsandı ,ınsancıklar arasından… gıtme kal dedı... ama kız ıcmıstı …ofke artık letheydı unutmustu yasama daır olanları
tek bısı kalmıstı...LETHE... ve o hep kızla kaldı,gozyası onun ustunde…cunku artık kız ıcın ne zamn wardı ne baskası ne bı bekleyısı olucaktı ne bı baksa karesı hayattan…nede hayatta hersey akarken onu ugurlayan son sey ask akıp gıdıcektı ondan…
‘ICERI GIRCEKMISIN?’

8 Şubat 2009 Pazar

Aldanışla Bilenmiş Keskin Bir Hayatla...


Aldanışla bilenmiş keskin bi hayatla kestim bileklerimi,
direniş aktı, oluk oluk kan.
yüzdüm bileğimdeki çelişki derilerini,
hiçliğin zeminine bulaşmıs kızıl zaman...

içimdeki boşluk kadar derin kesiklerimi,
dikmeye çalıştım acıyı hissetmek istediğim an,
yalan ignesinden geçirdim inanç ipliğini,
hayır! bırak dedi kesik ve kan....

Uzandığım Bataklıktan Gülümsüyorum Sana...


hayat pisliklerle dolu kocaman bi bataklıksa,
tüm uğraşlar çırpınışlar boşa,
önce seni sora beni çeker o leş boşluğuna.
çıkar gibi gözükende, sabit duran gibi dibe vurucak elbet sonunda...
bir digerine pislik sıçratırız her çırpınışta,
kendimizi ak pak sanar battığımız çamur yığınını görmez,
sıçratılan nokta sanarız bizi kirletenin ilk bakışta...
gökyüzünün aklığına kanar başlarız ucu buçağı olmayan hayalleri ardı sıra kurmaya...
oysa hayaller gökte, biz o pisliğin içinde yerde göklerden uzakta.
başlar işte insanoğlu kendini kandırmaya...
pislik içinde atılırken geçen her saniyede az kalırken dibe vurmaya,
yapılabilcek tek şey umutetmek bilinmesine rağmen ne olucak sonunda...
kimse kimseyi batmaktan kurtaramaz,
ama her saniye batıcağını düşünerek sona gelmekten kurtarır...
kocaman bi tebessum nedenidir.
tüm pisliğe ragmen inkar edilmek istenir bataklık.
ve gulumseten seye bi ad konur, umut denir, işte hayat budur....
uzandığım bataklıktan gulumsuyorum sana,
senle her gecen sanıyede sankı daha bı uzak dibe vurmaya...

Uçurtma Uçurmak Niye...


Umutlar ucuyorum goklerde,
zamanın ipi elimde, ileri geri çekiştiriyorum,
koşturuyorum yaşam çemberinde.
rüzgarlarında savuruyorum kendimi, estikçe daha bi çocuk oluyorum.
yükseldikçe kayboluyorum mavilikte,
kaybolurken kendimi buluyorum kaybedişlerde...
gözyaşlarına dokunuyorum duygu bulutlarının iç içe geçişlerinde,
akan damlalarda buluyorum saflığını çocukluğumun,
eksi kutup artı kutup,
sevgi nefret yüklü kara bulut oluyorum.
karardığımda akıtıyorum zehrini yaşamımın.
siyah damlalarla boyuyorum yeryüzünü,gökyüzünü,gülen yüzümü zifiri karanlığa.
zamanın ipini çekiyorum ileriye geriye,
ve soruyorum kendime,
uçurtma uçurmak nie....

Gözleri Büyüktü Gövdesinden...


Gozlerınde kocaman duslerı wardı govdesınden,
düşlerinde kırıklıkları wardı en derinden,
labirentlerinde bu sefer kaybolmasını istemediği biri vardı...
kapı kilit yoktu...
günesin yaktıgı karıncaların düş labirentinden su içebiliceğini biliodu.
Su çıkışı elbet gösterirdi görüodu.
gözleri büyüktü gövdesinden,
gözlerinde korkuları vardı,
karıncalar ağlardı,
güneş söndürdü suları,
düş kaybolandı....(açıklaması comment te)

Bi Kokteyl Hazırla bana!!!


Bi kokteyl hazırla bana, şu zaman barında.
otururken içmek istiyorum hayatı, ihanet tadında.
bi shot hükmü olmayan gözyaşı koy, bi shot arzu, iki shot karşı konulamayan korku. barmen bi kokteyl hazırla bana,
hayatın zaman barında...
elini korkak alıştırma,
biraz aldanış biraz nefret,
iki kalıp histeri nöbet koy vucut bardağıma.
iki kalıp olsun ama fazlası ağrı yapıo ruhumda.
barmen simdı otur benımle zaman barında,
kufrederek mekana, bu kokteylı yudumla.
tanrımı olmus barmen, kimin umurunda...
kafam güzel senin yanında...
ve simdi bi kokteyl hazırla bana,
beni sonsuzluğa uğurla...

Benliğimi Öldürüyolar...


Savasıyolar, benliğimi öldürüyolar.
gozyası mermileri koyuyolar ask tabancalarına duygularımdan vuruyolar.
bedenlerıyle kesıolar vucudumu, sehvet akıtıolar.
kapsul kapsul yalanları guclen bunlarla dıyıp yutturuyolar.
cinayet işliolar, benliğimi öldürüolar...
Fedaisi oldum zamanların,
hiçliğin zehirini içirip yaşamımı sonlandırıolar.
kırbaçlıolar beni hücrelerinde karanlıkların,
düşleri dolayıp asıolar beni gerçeğin darağacında,
Burda savaşıolar,
Benliğimi öldürüolar...

Çocukluğumda Yaşıyorum Zamanların...


Çocukluğumda yasıyorum zamanların,
aglıyorum sana...
boyumun yetısemedgı dolaplardaki kavanozlarda saklı bonbon sekerler gbı asklarım.
parmak uclarımda yetısmeye calısıyım dııp ıterken kavanozları kırdım yere sacılıyo anılarım, kırıklar can yakıyo, seker tutmasını ıstedgım ellerım bak kanıyo.
aglıyorum sana...
cocuklugumda yasıyorum zamanların....

Çocuklugumda yasıyorum zamanların,
ıslanıyorum sana...
yarısmakta olan yagmur damlalarını ızlemek ıcın yastıklarla cevreledgım,
masumıyet battanıyelerını ustune serdıgım ewlerımde gulumseyerek uyudugum zamanlardaki ruyalarımdan uyandırıldım.
kaldırdılar ortulerı kırlettıler battanıyeleri,
aglıyorum sana...
cocuklugumda yasıyorum zamanların....

Çocuklugumda yasıyorum zamanların,
kızıyorum sana...
neden oynamıyosun benle odada legolarımla?
ust uste koyup ewler umutlar ınsa etcektık senle
rengarenk legolardan rengarenk dunyalar yaratıp ıcıne gırcektık.
baksana hepsını kırıp umudu yerle bır ettıler.
aglıyorum sana...
cocuklugumda yasıyorum zamanların...
benım masum cocuk, oyun arkadasım.
bızde oyunlarıda buyur oldu hayatın...
Olurmu bız senınle hep o zamanlarda kalalım...

REALİTE ZİNDANLARI...


Kurguladığımız hayallere sarılmak üzereyken çekip aldılar onları ellerimizden, bu dünyada bunlara yer yok diyip boş ellerimize kapsuller dayadılar ruhsuzluğumuz bu yüzden. uyumsuzsun diyip kapatmak istediler realite dedikleri zindanlara, lanet olası gerçek dünya biz bi şey istemiyoruzki sizden...
Masal anlattılar bize, uyuyup döndük düşlerimize,
biz bir varmıs bir yokmusların kahramanlarıydık hic anlatamadık size,
huzunlerımızın deve, mutluluklarımızın pire oldugu masallarda askları yutan kurttuk,
beyaz maskelerinizle yaklasmayın bize,
verin zindanı olmayan hayallerimizi geri yalvarıyoruz size...

7 Şubat 2009 Cumartesi

DÜŞYÜZÜNDEYİM...


Yüzleri yok etrafımdakilerin,
şekilleri yok nesnelerin,
anlamları yok kullan at bedenlerin,
duyguları yok ateşin etrafında benle oturan siluetlerin,
işte böle bi düşyüzündeyim...
Yeryüzü kıskanıyo,
Gökyüzü hani huzur bendim dio...
Dünyayı carsafla sarıp katladım,
ruhumun rafında bi koşeye attım,
ben kendimi oturdugum ateşe attım...
Düşyüzündeyim...
Bulutları yere indirdim, yağmur yok yağan,
üzerine basıyorum gçzyaşı nehirlerinin,
ben seninle düşyüzündeyim....

Odalardan, Odalara...


Sevgiler taşıdık, nefretler öfkeler taşıdık odalardan odalara,
umutları kırdık vurunca realite duvarlarına.
her evde bir eşya bıraktık, bi an bi yalan bıraktık.
kırdık oyuncaklarını hayatın,
bos kalan odalara attık.
Zihnimizin kasalarında taşıdık yaşanılanları
bi odadan diger odaya,
hayatın duvarlarını umuda boyayınca busefer oldu sandık.
biz odalara sıgmazdık,
fahiseleriydin sokaklarının hayatın,
biz ewimiz, ruhumuz mutlulugumuz olur sandık...

Yanlızlığın Melodisi Çalıyo Kulaklarımda...


Yanlızlığın melodisi çalıyo kulaklarımda...
notalar terketmış üzerinde durdukları cizgileri,
Sol anahtarlar sahte ilişkilerin kapılarını açmaya gitmis,
elde diyez yok bemol yok hepsi bitmiş,
yanlızlığın melodisi çalıyo kulaklarımda...

Yanlızlığın melodisi çalıyo kulaklarımda...
do sendin re ben mi oydu, terkettik cizgilerimizi
hayatın nota sayfalarında.
kalplerimizdi sol anahtarlarımız,
açmaya gittik ilişki kapılarını, bilmiyoduk
Ne işimiz vardı orda... eskidendi..
uzerimideki inancı bemol, umuttu diyez
yitirdik onlarıda sonunda..
Yanlızlığın melodisi calıyo kulaklarımda...
Yanlız kulaklarımda...

Zihnimin Kayıp Arka Sokaklarında...


Ordaydım zihnimin kayıp arka sokaklarında, dar, karanlık,ürpertici...
eleleydik karabasanlarla.Herşey tükenmişti artık, gökyüzünden düşmekteydi yıldızlar, küçük ay büyük ay,kyıp gitmekteydi dilek tutmamıza izin vermeyen insanlar...
Ordaydım zihnimin kayıp arka sokaklarında, yürüyodu kaybolmaya yüz tutmus insanlar, yüzleri kayıp insanlar, bak bi anda kaybolmuşlar...
Gökyüzünden gezegen yağıyo bir bir yere düşüolar...
Akan sular değil haykırışlar..
Sireni duymadım ben , kimbilir beni hangi düşten ayırıp kabusa uyandırmışlar...
Ordaydım zihnimin kayıp arka sokaklarında...
Sokaklarda uyanıp kaybolmuşlar...

GÖLGEDİR İNSAN...


Acaba yeni gun warmıdır?
Ne katıcaktırkı?
Bosver bu kadar karamsar olmayalımdıyıp kac kere daha kandırıcaz kendımızı?
Bızım yaptıgımız her gece letheden bı damla ıcmek degılmı?
Golgeler dunyasında yasar ınsan
En yakınındakı, arkandakı ne kadar yansıman sansanda karanlıgını saklar ardında
Insan golge gıbıdır, yarı karanlıkta yasar aslında...
Zaman soluyorum her bi nefeste aslında, war oldgumu sanarken yok oluyorum
Eskıyenlerden ıbaret anlar
Anları saglamamı yasayan hucrelerım bıle
Deforme oldu tum ılıskıler
Umrumdamıkı bittigi yerde baslar yıne, bıtmezkı celıskıler...

BU BUGUNKU OYUNDA...


Bugun zaman gerıyemı akıyo ne
Yada ben tepe taklak oldum
Yada kum saatını dusmus buldum
Zıhnım donmek ıster oldu gerıye
Herseyın daa saf we masum oldgu yere
Bırı tusa bastı we anlarla dolu fılm serıdı belırdı gozumun onunde...
Hıssızlıgı hıssetmek ıstıyorum bu sefer
Sadece bos, kocaman bı bosluk ıste hıclıgın anlatıldgı bı hıkaye war bugun sahnede....
Tutup atmak zarları elınden
Her gune baslamak ‘ya’ la
Kımbılır belkı dusese gelırız
Yada hep yek olur bugunku oyununda sonunda...

Bu gece aklımı kacırıyorum
Yada gıtmıs coktan fırardalıgını farkına warıyorum
Akrep yelkovanla, akan damlalarsa bırbırlerıyle yarısıyorlar adeta
Kulagımda bıtısın canları calıyo
Yenilis war sahnede, huzun war bugunku oyunda...

Jilet ve bılek, sanırım bu buyuk bulusma
Hayat akıyo yere damla damla
Yerde olusan bırıkıntı koskocaman bı hayat aslında...
Yorgun bıkkın bı o kdarda wazgecmıs, kahramanlıgını kaybetmıs bı kahramanın hıkayesı war , kaybedıs war bugunku oyunda...

Hey sen koltgunda oturup benı izleyen
Tekmele artık taburemı
Kaybedılmıs umıtlerım daragacında asılmalı
Boynumu saran bu hayat ıpı artık bı an once cekılmelı
Yada umutsuzlugun sılahıyla vur benı..
Huzun war bugun sahnede
Kaybedısın hıkayesı war oyunda...

Mutluluk Seçemediğimiz Yollardamı Kaldı ki?


Gecmisten kalan yaraların izleri aydınlatıyor, kucultuyor karanlıktakı golgemi,
Sırtımdaki kocaman yukler egerken bedenimi hatırlatıyor bana guclu olan benı
Ben! Kargasa ve kaostan ıbaret dunyada kızıl goz yasılarında bogulan mılyonlarcasından biri
Varlığını inkar etmek isteyen beynıme karsın, ruhum kabul etmıyor bu reddedisi

Imıtasyon hayat bizimkisi bı oncekının yansıması aslında bı sonrakı
Dogmaz burda batan gunes, yuzdugumuz ofkenın denızı
Bogulduğu kendıyken cıkamaz ınsan kendi içinden kacamaz kendisinden
Mutluluk secmedğimiz yollardamı kaldıkı?

Parçasıyız Hayat Yapbozunun...


Parçasıyız hayat yapbozunun, zamansızlığın kartonlarında. Düş parçaları, aşk parçaları, sevk parçaları yapıştırılmıs duruyo, aldanışların duvarlarında...
Küçük bir çocuk gibi kızdım yırttım attım mutluluğu, yapbozun parçalarından, uçuruma yaklaşıp fırlattım oyunu, hissizliğin karanlığına...

HÜCREMDE BİR GÜN DAHA ESKİTİYORUM...



Keşkelerin tuğla olup ördüğü, mutlak dehşeti yaşadığım, aslında ne yaşayabildiğim ne ölebildiğim, kendi içimde kısılı kaldığım hücremde bir gün daha eskitiyorum...
Zamanın şişleri saplanınca kapandı bir zamanlar mutlulugu görebilen gözler. Harcanan onlarca gecenin çığlığı sağır edince kulakları, duyulamaz oldu kahkahalar ,sesler. Defterden bir yaprak daha, bir günü daha buruşturup atıyorum leş kokan çürümüş bayağlaşmış insanlığa...
Nefretle dans ediyorum, kuşkuyla konuşuyorum, hüzünle ağlıyorum. Hayat kafa tutuyor, yakınımda olunca ölüm, onunla beraberken karşı koyuyorum. Arada yanlızlıkla çatışıyorum. Kapıyı çalan oluyo bazen ama bu üzgünüm bu hücreye insan almıyorum....
Her gün kendimi peri masallarında başroldeymiş gibi kandırıp,hayat defterime war olmayanı yazıyorum. Aslında war olamayan beni. Neyse bizimkisi olmak olmamak meselesi diilki...
Anlattığım sis perdesinin arkasına saklanmış sessizce hareket eden hayalet bir gemi. Duracak iskelede, demir atıcak limanda bu dünyada yokki. Sevgi ucu yanmış bir kağıt gibi, onlarca yanmış kağıdın arda kalan küllerinin toplamıyla ödeniyo bu geminin bileti. Bu sefer hareket ettirmeye güç yokki...
Hayallerin, hayaletlerin güvertesinde seyre daldığı, seyir boyunca yıldızların arkadaş kalamadığı bir gemi... rotadan çıkınca umuda ulaşmak, kıyıya yanaşmak o kadar zorki. düş kırılıyo her gerçekliğin kayasına vuruşta... ufalanıyo ruh...
Ben sadece basit bir kölesiyim hayatın, verebilceğim bişeyim yokki, elimde ufalanmış düşlerin heykeli, ağlıyorum oyuncağı kırılmış çocuk gbi Yada aslında oyuncağıyım zamanın belki. Arada duvarda akreple yelkovanın kovalamacasını izleyince onlara katılmak ister ruhum, belki o zaman zamanın oyuncağı diil oyuncusu olurum. Pişmanlığa beş kala saati durdururum,zamanı dondururum, işte o an yokolurum...yokolurum...

6 Şubat 2009 Cuma

ZAMAN BEŞİĞİ


Beşiğinde sallanıyoruz zaman tahtalarının,
Uyuyoruz o tahta kurularının sesleri kulaklarımızda,
İçine girmelerine izin verdik zamanlarımızın,
O tahta kurusu siluetler uykularımızda...
Kimlikleri kayıp sözcüklerin,
Anlamı olmayan ninnileri kulaklarımızda,
Yaşam med, ölüm cezir
Gelgitleri zaman uykularında kabuslarımızda...

İSKELET ANAHTAR


İskelet bir anahtardı bedenim, şehvetin kara deliğinden içeri girdim. Hafifçe döndürdüm ruhumu, açtım bedenine hapsettiğin katlettiğin ruhunu. Uzun zamandır kimsenin uğramadığı belliydi,duyguların ustu kır kaplı yaşanmışlıkların rutubetlıydı. Zamanın resimleri asılıydı duvarlarında, sen anlattıkça baktım önce onlara sora sana.duvarında bana yer yok mu fırçasının hayal olduğu mutluluk tablosunda umuda boyayıp assan beni şimdiki zamanın duvarlarına... iskelet bir anahtardı bedenim, yanlızlığının kara deliğinden içeri gırdım, hafifçe döndürdüm arda kalmıs parçalanmış duygularımı, gördüm tüketilmiş yitirilmiş duygularını. Donuk onlarda öldürülmüş siluetler gördüm odalarında yanlızlığının, koridorunda yurudum yasanmıslıklarının ve nefretının aynasında yansıması vardı benım yanlızlıgımın. Toz pembe tuğlalar gördüm odalarında mutlu olmak adına üst üste koyduğun, yalan sevgilerin balçığıyla sıvamaya çalışınca bak yerle bır oldular, bu oda bı kordugum….