20 Eylül 2010 Pazartesi


Baksana hala açım
leşlerini tüketmiş ama fark etmemiş bir kurt kadar aç
sindiremeyişime aldırma
bu aralar çok fazla şeyi istemeden çiğniyorum
ve çok fazla şeyi hazımsızlığıma inat çöplüğüme indiriyorum.
Herşeyin altında mide öz suyu
özlüğünü yitirmiş şarıl şarıl tüm vucuduma akan kanalizasyon suyu
nedenini bilmediğim şeyler var irkiliyorum
anne bak yine sorularım, sorgularım geliyor kaçamıyorum
baksana hala açım anne ben çok acım.
Dolduramadığım bir çöplük var içimde, kocaman bir yalnızlık hüküm sürüyor zihnimde, Midem yerine ruhuma kelepçe takma sebepleri nedir insanların sorgulamak harcım değil ama biliyorum sevilmek benim işim değil
tüm leş yiyiciliklerinden, sahteliklerinden doyumsuzluğundan insanlığın
iğreniyorum
üstüme sürdükleri atları var dört nala yalanları
nedenlerim geliyor kaçamıyorum anne
beni doğururken çok acı çekmiş olmalısın,
kordonu hayata bağlanmayan bir bebegi var etmek yaralar elbet seninde ruhunu ruhumu o yüzden ne yapsam hep bir tarafımda hiçlik nefes aldığım dünyada kokuşmuşluk pislik var ağır enkazlı bir trafik kazası varlığım
ölümle yaşam çarpışması
ruhum parçalanmış yerde oluk oluk kan
nerde çürümüşlukten suretini yitirmiş yüzüm
hayata karşı böyle dimdik durduğuma bakma anne
aklım o et yığınları arasında kaybettiğim yüzümde
elimde idareten bi maske fırlatıp atsan
sıfatlarından sıyrılmış et yığınıyım bok yığınıyım işte
toprağa bulanmak istiyorum ayrılmak, ayrıştırılmak
sakın söylediklerim korkutmasın seni
çıkmaya hazır leşlerim bekler beni hayatı kusmam gerek anne
bok kokulu bir klazotin içinden soruyorum sana
baksana darağaclarına anne daragaclarına
ruhum orda asılı ve bedenım yasam orucunda

1 yorum:

  1. çok güzel bir yazı. özellikle bok üzerinden yapılan göndermeler şahane olmuş.

    YanıtlaSil